Her Pazartesi 20:00 - 21:00 Arası Açık Radyo 94.9'da yayınlanan bir güncel rock müzik programı
Salı, Ağustos 23, 2005
My Computer
Merhaba,
My Computer'in yeni albümü No CV ile ilk temasımız bundan yaklaşık iki hafta önce olmuştu. Geçen zaman içerisinde bu albümü dinledikçe, burada daha çok yer ayırma gereğini duydum.
Albümün hazırlanmasında Manchesterlı ikili Andrew Chester ve David Luke'den oluşan gruba efsanevi prodüktör John Leckie eşlik etmiş. 8 yıllık kız arkadaşından ayrılan Chester, uzun ve ağır bir bunalım döneminin ardından belki de müzik tarihinin en içşel ve özel albümüne imzasını atmış. Tamamen eski sevgilisinin onu terk etmesine dayalı şarkı sözlerinin içerikleri bazen o kadar özele kaçıyor ki, dinlerken bundan rahatsız bile olabiliyorsunuz. Vokalde ve gitarda hünerini gösteren Chester'a, keyboard ile yaptığı katkılarla öne çıkan Luke'un varlığı ise albümü sıkıcı bir singer-songwriter albümü olmaktan çok öteye taşıyor. Grup elemanlarının kendi deyimleri ile "O olmasaydı bu albüm de olmazdı" dedikleri Leckie'nin varlığı ise neredeyse tüm şarkılarda bulunan kontras melodilerle kendini belli ediyor.
Sonuç olarak, No CV, bu senenin öne çıkan albümlerinden bir olarak aklımızda kalacak sanırsam.
Sevgiler,
Haydar
Pazartesi, Ağustos 22, 2005
Formula 1
Selamlar,
Dün Alara'nın davetlisi olarak Formula 1'i yerinde seyretme fırsatı buldum. Uzun zamandır F1'i takip eden biri olarak canlı bir yarış seyretmenin benim için ne kadar heyecan verici bir olay olduğunu anlatamam. O motorlardan çıkan kulak parçalıyıcı ses, yanık lastik kokusu ve inanılmaz hızlarla beraber artan adrenalin seviyesinin yarattığı kalp çarpıntısını tarif etmenin imkanı yok. Sabah şirkete geldiğimde nasıldı diye soranlara, ancak ağzımda koca bir gülümsemeyle "off, off "diyebildim. Eğer bir imkanınız varsa, böyle bir yarışı mutlaka canlı izlemenizi tavsiye ederim. Bu ihtişamdan etkilenmek için hiçbir şekilde araba yarışı meraklısı olmak da gerekmiyor.
Bu arada yarış bitiminde trafikte perişan olmamak için arabaya gitmeden oyalanırken, tesadüf eseri bulduğumuz helikopter pistinde, kısa boylu ve tıknaz F1 pilotlarını, onların uzun boylu, uzun saçlı ve zayıf sevgililerini, dünya jet-set'inin tanıdık simalarını tel örgülerin ardından izlememiz de günün ilginç olaylarından biriydi. Hele Michael Winterbottom'un bu sene içerdiği pornografik sahnelerle olay yaratan filmi 9 Songs'un başrol oyuncusu Margo Stilley'i görmek ise ayrı bir şaşkınlık yarattı.
Yarış günü çekilen resimlerin tümünü ise burada bulabilirsiniz. Bu arada bu günkü programda yarış kensepti ile ilgili bir takım şarkılara da yer vereceğim Alara'nın katkılarıyla..
Sevgiler,
Haydar
Dün Alara'nın davetlisi olarak Formula 1'i yerinde seyretme fırsatı buldum. Uzun zamandır F1'i takip eden biri olarak canlı bir yarış seyretmenin benim için ne kadar heyecan verici bir olay olduğunu anlatamam. O motorlardan çıkan kulak parçalıyıcı ses, yanık lastik kokusu ve inanılmaz hızlarla beraber artan adrenalin seviyesinin yarattığı kalp çarpıntısını tarif etmenin imkanı yok. Sabah şirkete geldiğimde nasıldı diye soranlara, ancak ağzımda koca bir gülümsemeyle "off, off "diyebildim. Eğer bir imkanınız varsa, böyle bir yarışı mutlaka canlı izlemenizi tavsiye ederim. Bu ihtişamdan etkilenmek için hiçbir şekilde araba yarışı meraklısı olmak da gerekmiyor.
Bu arada yarış bitiminde trafikte perişan olmamak için arabaya gitmeden oyalanırken, tesadüf eseri bulduğumuz helikopter pistinde, kısa boylu ve tıknaz F1 pilotlarını, onların uzun boylu, uzun saçlı ve zayıf sevgililerini, dünya jet-set'inin tanıdık simalarını tel örgülerin ardından izlememiz de günün ilginç olaylarından biriydi. Hele Michael Winterbottom'un bu sene içerdiği pornografik sahnelerle olay yaratan filmi 9 Songs'un başrol oyuncusu Margo Stilley'i görmek ise ayrı bir şaşkınlık yarattı.
Yarış günü çekilen resimlerin tümünü ise burada bulabilirsiniz. Bu arada bu günkü programda yarış kensepti ile ilgili bir takım şarkılara da yer vereceğim Alara'nın katkılarıyla..
Sevgiler,
Haydar
Kudu
Merhaba,
Cuma akşamı Nublu:East'de Kudu adlı bir New York'lu topluluğu dinleme fırsatı bulduk. Bir davul, vokal ve keyboarddan oluşan grubun performansı beklentilerimizin çok çok üzerinde çıktı. Özellikle yaptıkları müziğin belkemiğini oluşturan davulcunun yeteneği görülmeye değerdi. New York Times Kudu için "The next big thing" demiş. Öyle olup olamayacaklarını, günümüz endüstrisinde "big thing" olmak müziksel yeteneğin dışında çok fazla etkene bağlı olduğu için bilemeyiz ama bizden tam not aldıklarını söyleyebilirim.
O gece çektiğim diğer resimleri burada bulabilirsiniz.
Sevgiler,
Haydar
Çarşamba, Ağustos 17, 2005
Bir takım bağlantılar
Bundan birkaç ay evvel müzik ile ilgili bir takım internet sitelerinin bağlantılarını yazmıştım buraya. Şimdi biraz da link yazmanın zamanı...
Metacritic - Film, DVD, Oyun ve Müzik kategotilerinde dünyanın saygın yayınlarında yazılan eleştirileri 100 üzerinden puanlayıp ortalamasını alan bir site. Tabii ki neredeyse yazılan bütün reviewlere de ulaşmak mümkün
Cokemachineglow - Başarılı bir müzik eleştiri sitesi, pitchfork'a benziyor.
DustedMagazine - Güzel bir bağımsız müzik inceleme sitesi
PopMatters - Sadece müzik değil, film, tv ve kitap gibi konularda da bağımsız insanların eleştiriler yazdıkları bir site
Prefix - Bir başka müzik eleştri sitesi. Burada da bağımsız yazarlar ve sanatçılar ile söyleşiler bulmak mümkün
Lostatsea - Bu site de içeriğiyle öne çıkıyor
Tinymixtapes - Internetteki en güzel müzik sitelerinden biri, eleştiriler ve röpörtajların yanı sıra, yolladığınız bir konu veya bir cümle hakkında karışık playlistler yapıyorlar.
Stylus - İçeriği kuvvetli bir müzik ve sinema sitesi
JunkMedia - Bağımsız müzik ağırlıklı bir site daha, biraz amatör gibi dursa da, güzel eleştiriler yok değil, mp3 downloadları da cabası
Splendid - Günlük olarak güncellenen bağımsız müzik odaklı, reviewlere, röpörtajlara ve haberlere yer veren bir site
Bu arada bu sitelerin bir çoğunun yazar aradığını da söylemekte fayda var. Belki ilgilenen olur...
Sevgiler,
Haydar
Metacritic - Film, DVD, Oyun ve Müzik kategotilerinde dünyanın saygın yayınlarında yazılan eleştirileri 100 üzerinden puanlayıp ortalamasını alan bir site. Tabii ki neredeyse yazılan bütün reviewlere de ulaşmak mümkün
Cokemachineglow - Başarılı bir müzik eleştiri sitesi, pitchfork'a benziyor.
DustedMagazine - Güzel bir bağımsız müzik inceleme sitesi
PopMatters - Sadece müzik değil, film, tv ve kitap gibi konularda da bağımsız insanların eleştiriler yazdıkları bir site
Prefix - Bir başka müzik eleştri sitesi. Burada da bağımsız yazarlar ve sanatçılar ile söyleşiler bulmak mümkün
Lostatsea - Bu site de içeriğiyle öne çıkıyor
Tinymixtapes - Internetteki en güzel müzik sitelerinden biri, eleştiriler ve röpörtajların yanı sıra, yolladığınız bir konu veya bir cümle hakkında karışık playlistler yapıyorlar.
Stylus - İçeriği kuvvetli bir müzik ve sinema sitesi
JunkMedia - Bağımsız müzik ağırlıklı bir site daha, biraz amatör gibi dursa da, güzel eleştiriler yok değil, mp3 downloadları da cabası
Splendid - Günlük olarak güncellenen bağımsız müzik odaklı, reviewlere, röpörtajlara ve haberlere yer veren bir site
Bu arada bu sitelerin bir çoğunun yazar aradığını da söylemekte fayda var. Belki ilgilenen olur...
Sevgiler,
Haydar
Salı, Ağustos 16, 2005
Yepyeni albümler
Merhaba,
Dün programdan önce bir sürü işim çıktığı için blogu güncellemek bugüne kaldı. Önce arabamı cumartesi parkettiğim yerden almak zorunda kaldım, arkasından da kedimi veterinere götürdüm, ancak öğleden sonra işe döndükten sonra ise tüm zamanımı işimi yoğunlaştırmak zorunda kaldım.
Gelelim dünkü programın içeriğine; Geçen hafta boyunce çeşitli müzik otoritelerince iyi eleştiriler almış yeni albümleri indirmiştim. Pazar günümün ise tümünü bu albümleri dinleyerek geçirdim ve bunlardan 18 şarkılık bir derleme yaptım. Böylece bana programda kullanmak üzere iki haftalık malzeme çıktı. Bu derleme albüm içerisinde seçtiğim parçalar ise bu haftaki programı oluşturdu.
Öne çıkan isimler arasında dünya müziği kategorisine girmesine rağmen reggea sounduna yakın parçalarıyla Amadou & Mariam, Amerikalı singer-songwriter Joseph Arthur'un son albümünden bir şarkı, daha evvel Munich isimli singlelarını yayınladığım Birmingham'lı topluluk The Editors'un çıkış albümünden All Sparks ve Manchesterlı topluluk My Computer'in ilginç çalışması The Boy I used to be 'yi sayabilirim.
Bunların dışında Death Cab'in ay sonunda çıkacak yeni albümü ise gerçekten çok güzel olmuş, bu hafta albümün açılış parçasına yer verdim.
The Knitters ise haftanın en ilginç gruplarından birisi. 1985'de ilk albümlerini çıkardıktan sonra bütün grup elemanları kendi yollarına gitmiş. İkinci albümlerini ise tam 20 yıl sonra çıkarmışlar. The Modern sounds of the Knitters isimli bu albümde ise yeni parçaların yanı sıra hem bazı kendi eski parçalarını hem de bazı klasikleşmıi parçaları yorumlamışlar. Bu albümden de ilginç bir yorum Born to be Wild dinledik.
Akşamın sürprizi ise Alara'nın getirdiği bir Feist şarkısı oldu.
1. Amadou & Mariam - Senegal Fast Food
2. Frank Black - I burn today
3. Joseph Arthur - Can't Exist
4. The Editors - All Sparks
5. The Rakes - Work work work (Pub Club Sleep)
6. The Knitters - Born to be wild
7. Death Cab for Cutie - Marching Bands of Manhattan
8. My Computer - The boy I used to be
9. Royksopp - What else is there
10. Brakes - All Night disco party
11. Feist - Inside and out
Sevgiler,
Haydar
Dün programdan önce bir sürü işim çıktığı için blogu güncellemek bugüne kaldı. Önce arabamı cumartesi parkettiğim yerden almak zorunda kaldım, arkasından da kedimi veterinere götürdüm, ancak öğleden sonra işe döndükten sonra ise tüm zamanımı işimi yoğunlaştırmak zorunda kaldım.
Gelelim dünkü programın içeriğine; Geçen hafta boyunce çeşitli müzik otoritelerince iyi eleştiriler almış yeni albümleri indirmiştim. Pazar günümün ise tümünü bu albümleri dinleyerek geçirdim ve bunlardan 18 şarkılık bir derleme yaptım. Böylece bana programda kullanmak üzere iki haftalık malzeme çıktı. Bu derleme albüm içerisinde seçtiğim parçalar ise bu haftaki programı oluşturdu.
Öne çıkan isimler arasında dünya müziği kategorisine girmesine rağmen reggea sounduna yakın parçalarıyla Amadou & Mariam, Amerikalı singer-songwriter Joseph Arthur'un son albümünden bir şarkı, daha evvel Munich isimli singlelarını yayınladığım Birmingham'lı topluluk The Editors'un çıkış albümünden All Sparks ve Manchesterlı topluluk My Computer'in ilginç çalışması The Boy I used to be 'yi sayabilirim.
Bunların dışında Death Cab'in ay sonunda çıkacak yeni albümü ise gerçekten çok güzel olmuş, bu hafta albümün açılış parçasına yer verdim.
The Knitters ise haftanın en ilginç gruplarından birisi. 1985'de ilk albümlerini çıkardıktan sonra bütün grup elemanları kendi yollarına gitmiş. İkinci albümlerini ise tam 20 yıl sonra çıkarmışlar. The Modern sounds of the Knitters isimli bu albümde ise yeni parçaların yanı sıra hem bazı kendi eski parçalarını hem de bazı klasikleşmıi parçaları yorumlamışlar. Bu albümden de ilginç bir yorum Born to be Wild dinledik.
Akşamın sürprizi ise Alara'nın getirdiği bir Feist şarkısı oldu.
1. Amadou & Mariam - Senegal Fast Food
2. Frank Black - I burn today
3. Joseph Arthur - Can't Exist
4. The Editors - All Sparks
5. The Rakes - Work work work (Pub Club Sleep)
6. The Knitters - Born to be wild
7. Death Cab for Cutie - Marching Bands of Manhattan
8. My Computer - The boy I used to be
9. Royksopp - What else is there
10. Brakes - All Night disco party
11. Feist - Inside and out
Sevgiler,
Haydar
Salı, Ağustos 09, 2005
1 şarkılık kararsızlık
Merhaba,
Pazar akşamı bu haftanın playlistini hazıladıktan sonra, Pazartesi gündüz bir bütün halinde dinlediğim zaman Moloko'nun solisti Roisin Murphy'nin solo albümden seçtiğim parça "If you're in love" adlı parçanın bir türlü içime sinmediğini farkettim. Şarkı playlistin geneline oranla çok tek düze kaçıyordu. Bunun yerine Foo Fighters'in yeni albümü "In your honnor"'dan bir parçaya yer vermeye karar verdim ama bir şekilde bu şarkıyı da bir türlü beğenemedim. Bu arada bu bahsettiğim iki albümü de ben çok beğenmeme karşın müzik eleştirmenlerinden iyi notlar aldığını söyleyebilirim. En sonunda ise imdadıma Eren yetişti, program esnasında ziyerete geldiğinde yanında bulunan karışık CD'den bir Galaxie 500 parçası "Fourth of July" ile sonlandırdık programı...
Bu haftaki programın playlistini aşağıda bulabilirsiniz.
Sevgiler,
Haydar
Pazar akşamı bu haftanın playlistini hazıladıktan sonra, Pazartesi gündüz bir bütün halinde dinlediğim zaman Moloko'nun solisti Roisin Murphy'nin solo albümden seçtiğim parça "If you're in love" adlı parçanın bir türlü içime sinmediğini farkettim. Şarkı playlistin geneline oranla çok tek düze kaçıyordu. Bunun yerine Foo Fighters'in yeni albümü "In your honnor"'dan bir parçaya yer vermeye karar verdim ama bir şekilde bu şarkıyı da bir türlü beğenemedim. Bu arada bu bahsettiğim iki albümü de ben çok beğenmeme karşın müzik eleştirmenlerinden iyi notlar aldığını söyleyebilirim. En sonunda ise imdadıma Eren yetişti, program esnasında ziyerete geldiğinde yanında bulunan karışık CD'den bir Galaxie 500 parçası "Fourth of July" ile sonlandırdık programı...
Bu haftaki programın playlistini aşağıda bulabilirsiniz.
Sıra | Sanatçı | Şarkı |
1 | Clap your hands and say yeah | In my yellow country teeth |
2 | Wilderness | Marginal over |
3 | Sufjan Stevens | Jacksonville |
4 | Okkervil river | So come back, I am waiting |
5 | Billy Corgan | To love somebody |
6 | Brian Eno | How many worlds |
7 | Ry Cooder | Poor man's shangri-la |
8 | Galaxie 500 | Fourth of July |
Sevgiler,
Haydar
Pazartesi, Ağustos 08, 2005
Chavez Ravine
Çok yönlü müzisyen Ry Cooder'in 1987'den beri beklenen solo albümü geçtiğimiz ay yayınlandı. 1960'lardan beri müzik dünyasında yer edinen Cooder'ın, folk'dan soul'a kadar neredeyse her türden eserlere imzasını attığını görebiliriz. Cooder, 1980'lerde Steel Magnolias, Geronimo ve Paris, Texas gibi filmler için müzikler yaptıktan sonra 90'ların başında Dünya müziğine ilgi duymaya başladı. 1994 yılında Afrikalı gitarist Ali Farka Toure ile kaydettiği Talking Timbuktu isimli albümle Dünya müziği dalında ilk Grammy'sine ulaştı. Popüler kültür tarafından tanınması ise 1997 yılında Küba'ya gidip, Compay Segundo, Ibrahim Ferrer ve Rueben Gonzalez ile birlikte çıkardıkları Buena Vista Social Club sayesinde oldu. Bütün dünyada platin plak satış rakamına ulaşan bu albüm, Wim Wenders'in belgeseli sayesinde daha da geniş bir izleyici/dinleyici kitlesine kavuştu ve bu ona ikinci Grammy'sini getirdi.
Hazırlığı üç yıl süren son albümü Chavez Ravine ise Los Angeles'da 1959 yılında Beyzbol sahası yapılmak üzere yıkılan bir Meksika gecekondu mahallesinin öyküsünü anlatıyor. Los Angeles'in ortasında, "Amerikan Hayat Tarzı" ndan uzak bir şekilde yaşayan Chavez Ravine sakinlerinin evlerinden nasıl olduğuna dair hikayeyi ise burada bulabilirsiniz.
Bu akşamki programda bu albümden çalacağım bir parçayı, Ry Cooder'a, evlerinden zorla çıkarılan herkese ve dün hayatını kaybeden Ibrahim Ferrer'e adıyorum...
Sevgiler,
Haydar
Kaynak: AMG
Pazar, Ağustos 07, 2005
Çam altında, denize karşı uyumak...
Yaklaşık iki sene sonra anneannemlerin Şarköy-Mürefte'deki yazklıklarına bu haftasonu gidebildim. Neredeyse bütün çocukluğumun yazlık anılarının yaşandığı bu yer her zamam içimi huzur ile doldurmustur. Arkada gözüken çam ağacı 18 sene evvel dikildiğinde ben 5 yaşındaydım, ağacın boyu ise en 30cm kadardı. Soldaki palmiye'nin yaprakları ise orada yaptığımız maçlardan perişan olurdu...
Aradan bunca yıl geçti, hiçkimse gitmez oldu Marin 1 sitesine. Bizim yazlık arkadaşlıklarımız 5 sene evvel bitti.
Bu haftasonu ise en büyük keyfim, resimde görülen şezlong'da kitap okumak, müzik dinlemek ve uymak oldu...
Haydar
Pazartesi, Ağustos 01, 2005
Özgür Radyo'da
Bence çok başarılı geçen bir program esnasında çektiğim bir fotoğraf. Özgür Bey anlatıcağı bir hikaye için roll dergisini karıştırıyor. Muhtemelen Neil Young'dan yapacağı alıntıyı arıyor. Özgür'e bizi köklerimize döndürdüğü için teşekkür ediyoruz ve ileriki zamanlarda bu çalışmanın tekrarını diliyoruz.
Sevgiler,
Haydar
Not: Bu arada Özgür John Lennon'a benzemiyor mu?
Özgür Bey ve Rock Klasikleri
Merhaba,
Programı takip edenler zaman içinde programlara mümkün olduğunca farklı kişileri konuk ettiğimi ve çalınacak parçaları da onların seçtiğini fark etmişlerdir. Bunun en temel nedeni tanıdığım ve müzik zevkine güvendiğim insanların kendi deneyimleri doğrultusunda beğendikleri parçaları bizimle paylaşmaları. Bir tek kişi olarak sadece benim çalacağım parçalar, bir tek benim süzgecimden geçmiş, benim hislerime göre şekillenmiş ve benim bakış açıma göre derlenmiş parçalar olacaktır. Ancak başka insanları konuk ettiğim sürece programın spektrumunu genişletebileceğimi düşünüyorum. Özgür ile öğle yemeğinden dönerken dinlediğim bir Nick Drake parçası, Alara'nın Amerika'dan bir arkadaşının tavsiye ettiği yeni bir Kanada'lı grup, Irmak'ın getirdiği daha bir plak şirketiyle anlaşmamış olan yeni bir Texaslı topluluk ve Eren'in 1960'lardan çıkardığı bir The Supremes şarkısı bana sürekli yeni birşeyler katıyor. Bu birikimin de kesinlikle paylaşılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu açıklamanın ardından, bu haftanın programına geçelim. Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu haftaki konuğum Özgür olacak. Sıkı bir John Lennon ve Pink Floyd hayranı olan Özgür, bugün bu grupların yanı sıra Neil Young, Thin Lizzy ne Nick Drake gibi isimlerden de parçalara yer verecek. Bu parçaların yanında anlatacaklarını da büyük bir heyecanla bekliyorum. Tahmini playlist aşağıdaki gibi olacak...
Sevgiler,
Haydar
Programı takip edenler zaman içinde programlara mümkün olduğunca farklı kişileri konuk ettiğimi ve çalınacak parçaları da onların seçtiğini fark etmişlerdir. Bunun en temel nedeni tanıdığım ve müzik zevkine güvendiğim insanların kendi deneyimleri doğrultusunda beğendikleri parçaları bizimle paylaşmaları. Bir tek kişi olarak sadece benim çalacağım parçalar, bir tek benim süzgecimden geçmiş, benim hislerime göre şekillenmiş ve benim bakış açıma göre derlenmiş parçalar olacaktır. Ancak başka insanları konuk ettiğim sürece programın spektrumunu genişletebileceğimi düşünüyorum. Özgür ile öğle yemeğinden dönerken dinlediğim bir Nick Drake parçası, Alara'nın Amerika'dan bir arkadaşının tavsiye ettiği yeni bir Kanada'lı grup, Irmak'ın getirdiği daha bir plak şirketiyle anlaşmamış olan yeni bir Texaslı topluluk ve Eren'in 1960'lardan çıkardığı bir The Supremes şarkısı bana sürekli yeni birşeyler katıyor. Bu birikimin de kesinlikle paylaşılması gerektiğini düşünüyorum.
Bu açıklamanın ardından, bu haftanın programına geçelim. Başlıktan da anlaşılacağı üzere bu haftaki konuğum Özgür olacak. Sıkı bir John Lennon ve Pink Floyd hayranı olan Özgür, bugün bu grupların yanı sıra Neil Young, Thin Lizzy ne Nick Drake gibi isimlerden de parçalara yer verecek. Bu parçaların yanında anlatacaklarını da büyük bir heyecanla bekliyorum. Tahmini playlist aşağıdaki gibi olacak...
Sanatçı | Şarkı | Albüm |
John Lennon | How do you sleep | Imagine |
Rainbow | Rainbow Eyes | Long Live Rock'n Roll |
Neil Young | Words | Harvest |
Nick Drake | Way to Blue | Five Leaves Left |
David Gilmour | There is no way out of here | David Gilmour |
John Lennon | Working Class Hero | Wonsaponatime |
Thin Lizzy | Here i go again | Thin Lizzy |
Rory Gallagher | Tattoo'd Lady | Tattoo |
Nick Drake | Three Hours | Five Leaves Left |
Sevgiler,
Haydar
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)